Abbasi imparatorluğu döneminde, İranlı ünlü Bermeki ailesi bir müddet devlet yönetimine tamamen egemen olmuştu. Abbasi halifeleri her sorumluluğu bunlara yıkıp tam bir saltanat sürer hale gelmişlerdi. Halife Harun Reşit zamanında bu durum en geniş boyutlara ulaşmıştı. Harun Reşit, Bermeki’lerden veziri Cafer ile bir gezisi sırasında, çok bakımlı, verimli, meyveleri olgunlaşmış bir elma bahçesinin kıyısından geçerken canları elma istemiş, ama elmaların dalları insan boyundan daha yüksek olduğundan, Cafer’in önerisi üzerine halife eğilmiş, Cafer onun sırtına basarak elma koparmıştı.
Yedikleri zaman daha da hoşlandıkları için halife, bahçenin öbür uçundaki sahibini çağırıp takdir ve tebrik etti. Kendisinden bir isteği varsa yerine getirmeye hazır olduğunu söyledi. Adam ‘‘Yüce efendimiz, ben de veziriniz gibi Bermeki ailesindenim. Sizden ricam benim bu aileden olmadığıma dair bir ferman yazıp elime vermenizdir’’ dedi. Harun Reşit biraz şaşırdı, ama adamın ısrarı karşısında sözünü tuttu ve fermanı imzaladı.
Gel zaman, git zaman Harun Reşit’in has veziri Cafer, sahip olduğu yetkileri ve itibarı kötüye kullanıp entrikalar çevirmeye, halifenin ayağını kaydırmaya kalkıştı. Fakat her fitne gibi bu da duyuldu ve Cafer kellesi ile bedelini ödedi.
Halifenin gözü o kadar korkmuştu ki Cafer’in kellesiyle yetinmedi; bu ailenin bütün mensuplarının tutuklanmasını, önde gelenlerin idam edilmesini emretti.
Kısa zamanda bu emir yerine getirildi. Yalnız Bermeki ailesinden olduğu halde elinde bu aileden olmadığına dair ferman bulunan adam sorun çıkarmıştı. Görevliler bu adam hakkında nasıl bir işlem yapacakları konusunda tereddüde düştüler ve onu halifenin huzuruna çıkardılar. Halife adamı ve olayı hemen hatırladı ve adamı bağışladı. Fakat bugünleri ta o zamandan nasıl gördüğünü, nasıl tahmin ettiğini sormaktan kendini alamadı. Adam da inandırıcı bir samimiyetle açıkladı.
‘‘Yüce efendimiz, siz o gün benim bahçemden elma alırken veziriniz Cafer sizin sırtınıza basarak elmalara uzanmıştı. Ben uzaktan buna tanık olmuştum, bir kimse, kendisini en yüksek mevki ve yetkilere sahip kılan insanın sırtına basabilecek kadar pervasızlaşmışsa, gözü hırs bürümüşse onun başına bir gelecek var demektir. Ben bu tehlikeyi o zaman sezdiğim için kurunun yanında yaş olmamak için bu aile ile ilgimin olmadığını belgelemek istemiştim.
GÜZEL SÖZLER
“Göz odur ki dağın arkasını göre, akıl odur ki başa geleceği bile.” / Atasözü
“Biz farkına varmasak da her fırtınayı hazırlayan tabiat şartları mutlaka önceden birikmiştir. Fırtına bir sonuçtur. Akıl, fırtına toplarken onu görmek ve tedbir almak için bize verilmiş bir armağandır.” / Buket Uzuner
“Önleyebilmek için öngörmek, öngörebilmek için bilmek gerekli.” / Auguste Comte
“Geleceği öngörmek zorunlu olarak geçmişin bilgisinden geçer.” / Soner Yalçın
“İnsan baktığı her şeyi görmez; görmeye önceden hazırlıklı olduğu, yani görmek istediği şeyi görür.” / Aziz Nesin