Yoksul balıkçı attığı son ağı toplarken alışılmadık bir ağırlık hissetti. Baktı, ağın içinde bir kafatası vardı.
Kafatasını aldı, kayığın kıç tarafına koydu. Ağır ağır kürek çekerek köyüne dönerken kafatasına bakıyor, hayat, ölüm ve kendi hayatı üzerine düşünüyordu.
Böyle düşüncelere dalmışken, kendi kendine yüksek sesle konuştu: "Ey kafatası, kimbilir kimdin ve neden bu halde denizin dibine kadar indin?"
Birden kafatası cevap verdi: "Konuşmaktan..."
Yoksul balıkçı kulaklarına inanamadı. Aynı soruyu bir kez daha sordu. Aynı cevabı alınca inandı. Kafatası konuşuyordu. Bu kez başka sorular sordu. Ama kafatasından bir cevap gelmedi.
Sahile iner inmez ilk soruyu biraz değiştirerek sordu: "Ey kafatası nasıl bu hale düştün?"
Kafatası aynı kelimeyle cevap verdi: "Konuşmaktan..."
Yoksul balıkçı kayığını sahile çekti. Kafatasını bir köşeye koydu ve ne yapacağını düşünmeye başladı.
Evine gitti geldi. Biraz dolaştı, yine kafatasının yanına döndü.
O gece balıkçının gözünü uyku tutmadı. Yatağında bir o yana bir yana dönüp duruyorken, sabaha doğru aklına bir fikir geldi. Hükümdarın meraklı bir insan olduğunu, kendisine ilginç şeyler getirenleri cömertçe ödüllendirdiğini duymuştu.
Sabah kafatasını sandala iyice gizledikten sonra hükümdarın sarayının yolunu tuttu. Derdini anlatması biraz zamanını aldı. Hükümdarın adamları yoksul balıkçıya pek inanmamışlardı. Konuşan bir kafatası olabileceğini düşünemiyorlardı. Ama hükümdardan korktukları için yine de kendisine durumu ilettiler.
Hükümdar konuyla çok ilgilendi, yoksul balıkçıyı çağırttı. Söylediği kafatasının nerede olduğunu sordu, sonra adamlarına işaret etti, hep birlikte balıkçının sandalının çekili olduğu sahile gidildi.
Balıkçı kafatasını çıkardı yere koydu. Hükümdar sordu: "Sen kimsin?"
Kafatasından cevap gelmedi. Hükümdar sorular sormaya devam etti ve kafatası susuyordu. Balıkçı sorması gereken soruyu söylemek için araya girmeye çalıştı ama hükümdar onunla hiç ilgilenmiyordu.
Kendisiyle alay edildiğini düşünen hükümdar kılıcını çekti ve bir darbede balıkçının kafasını kesti.
Öfkeli hükümdar ve adamları uzaklaşırken kuru kafa yanına düşmüş olan taze kesilmiş kafaya sordu: "Neden buradasın?"
Balıkçının kafası cevap verdi: "Konuşmaktan..."
GÜZEL SÖZLER
Az söz erin yüküdür, çok söz hayvan yüküdür. / Yunus Emre
İnsan dilinin altında gizlidir. / Hz. Muhammed
Kimse karıncalardan daha iyi vaaz veremez. Karıncalar bir şey söylemezler de ondan. / Benjamin Franklin
Çok bilenler konuşmaz, çok konuşanlar bilmez. / Lao-tzu
Senden soruluncaya kadar susmak, susturuluncaya kadar konuşmaktan daha iyidir. / Hazreti Ali
İnsan dilini, dişlerinin içinde korumalı. / Henry Fielding