Hatemi Tai'nin geniş gönüllülüğü, adaleti Rum ellerine kadar ulaşmıştı. Bu adil hükümdarın nasıl biri olduğunu pek çok Rum merak ediyordu.
Hatemi Tai ile ilgili her haber kısa sürede Rum ellerine ulaşıyordu. Rum hükümdarı bu hikayelerin hepsini dinliyor, Hatemi Tai'yi merak ediyordu.
Bir gün Rum hükümdarına Hatemi Tai'nin yeni atından söz ettiler. Bu, olağanüstü bir kısraktı. Benzerlerinin hepsinden güzel, diri ve asiydi. Üzerine sadece Tai'nin binmesine izin veriyor, sadece onun elinden ot yiyordu...
Rum hükümdarının aklına bir şey geldi, bir adamını Hatemi Tai'ye gönderecekti ve bu kısrağı istetecekti. Eğer Tai kısrağını verirse gerçekten ününün haklı bir ün olduğunu anlayacaktı. Vermezse de herkese gerekeni anlatacaktı.
Rum hükümdarının adamı haftalarca at koşturduktan, dağlar ve çöller aştıktan sonra Hatemi Tai'nin konağına ulaştı. Yazdı, sıcaktı. Tai'nin hizmetkârlarının çoğu yaylaya taşınmış, hayvanların tümü de serin otlaklara götürülmüştü. Rum hükümdarının adamı tam Tai de göçmek üzereyken geldi.
Konuk daha kendisini tanıtmaya zaman bulamadan Tai tarafından karşılandı, kendisine su ve temiz elbiseler verildi. Rum hükümdarının adamı yıkandı, giyindi ve Hatemi Tai'nin yanına vardı.
Tai, "Açsındır, yemeğin hazır" dedi ve konuğu sofraya oturttu. Konuk bir taraftan ikram edilen etleri yerken bir taraftan da kendini tanıttı, Rum hükümdarının selamını söyledi ve "Sizden bir isteği var" diye devam etti.
Ve hükümdarın o ünlü kısrakla ilgili dileğini söyledi. Hatemi Tai durdu, yutkundu ve konuştu:
"Sayın konuğum, ne yazık ki hükümdarının dileğini yerine getirmem mümkün değil.
Sen geldiğin sırada bütün hayvanlar taşınmıştı, ben de kısrağıma binip yaylaya göçecektim. Konakta da yiyecek hiçbir şey yoktu. Bunca yoldan sonra senin aç kalmaman için emir verdim, yenebilecek tek hayvan olan kısrağı kestim ve pişirttim. Şu anda yediğin o kısraktır..."
Rum hükümdarının adamı kendi toprağına dönüp bu hikâyeyi anlattığı zaman hükümdarın tepkisinin ne olduğunu bu olayı aktaranlar söylemiyor.
Platon'a sormuşlar: "Doğru olduğu halde söylenmesi caiz olmayan bir söz var mıdır?"
Platon cevap vermiş:
"Vardır: Kendini övücü söz..."
Büyük İskender hocalarından birine sormuş: "Bir hükümdar için halkının kendisine olan bağlılığı mı önemlidir, yoksa adalet mi daha önemlidir?"
Hocası cevap vermiş: "Adaletin var olduğu, işlediği ve egemen olduğu bir diyarda halkın hükümdara özel bir bağlılığı olması gerekmez, buna ihtiyaç kalmaz..."
GÜZEL SÖZLER
“Unutmayın; Yediklerimiz değil, hazmettiklerimiz bizi güçlü yapar. Kazandıklarımız değil, biriktirdiklerimiz bizi zengin yapar. Okuduklarımız değil, hatırladıklarımız bizi bilgili yapar. Başkalarına verdiğimiz öğütler değil, bizzat uyguladıklarımız bizi insan yapar...”
“Hiçbir zaman başkalarının mutluluğuna imrenme. Senin imrendiğin çoğu kimse senin yaşadığın hayatı arzu eder.”
“İnsan rütbe ve mevkiiyle yücelmez, belki rütbe, insanın niteliğiyle onur kazanır.”
“Dünya zevklerine gözün doyduğunda, o zaman ne olursa olsun, seni fazla ilgilendirmez. İnsan duygularını tümüyle anladığında, insanlar ne derse desin, başını sallar, geçersin.”