Avcılar bir kurdun arkasına düşmüş hayvanı kovalıyorlardı. Kurt ortaya çıktı, oraya buraya kaçtı, ama avcılardan ve köpeklerinden kurtulmayı başaramadı. Soluk soluğa koşarken bir köylüye rastladı ve umutsuzlukla yalvarmaya başladı:
"Ne olur bana yardım et, beni sakla... Yoksa peşimdeki avcılar beni yakalayıp öldürecek..." Köylü bir an düşündü sonra yanındaki bir çuvalı açtı ve kurda içine girmesini söyledi. Kurt çuvala girince ağzını kapattı ve sırtına vurup yürümeye devam etti. Az sonra avcılar ormandan çıktılar, köpekler köylünün çevresine doluşup havlamaya başladılar.
Köylü "Ne oluyor böyle, çekin köpeklerinizi!" diye bağırdı. Avcılar köpeklerinin tasmalarından tutup çekerken köylüye bir kurt görüp görmediğini sordular.
"Hayır" diye cevap verdi köylü, "Ben bu taraftan geliyorum, orada hiç kurda rastlamadım..."
Bunun üzerine avcılar ters yöne dönüp ilerlemeye başladılar. Onlar uzaklaşınca köylü çuvalı indirdi, ağzını açtı ve kurdu dışarı çıkardı.
"Haydi, bakalım" dedi, "Git artık, kurtuldun..." Kurt tam teşekkür etmeye hazırlanırken gözleri parladı, aklına başka bir şey gelmişti. Köylüye yaklaştı ve "Biliyor musun, ben çok açım, sen de benim için çok iyi bir yemek olursun" dedi.
Köylü "Nasıl olur" diye tepki gösterdi, "Ben senin hayatını kurtardım sen beni yemeye kalkıyorsun!" Kurt cevap verdi: "İyilik her zaman en çabuk unutulan şeydir. Güçlü olanlar kendilerine yapılmış iyiliği en çabuk unutanlardır..." Köylü kendini kurtarmak için ısrar etti: "Olmaz öyle şey... Gel ormanda karşımıza çıkan ilk üç hayvan ya da insana bu konuyu soralım, onların cevaplarına göre ya beni yersin ya da bırakırsın giderim..."
Kurt kabul etmiş, birlikte yürümeye başlamışlar. Karşılarına ilk olarak yaşlı bir at çıkmış.
Tartıştıkları konuyu ona sormuşlar. At içini çekmiş ve şöyle cevap vermiş: "Bakın bana! Yıllarca sahibimin bütün işlerini yaptım. Kağnısını çektim, kendisini taşıdım, ailesini taşıdım, sırtıma yüklediği her şeyi taşıdım... Ve o bunca yıl sonra artık yaşlandığım için beni kapının önüne koyu verdi... O efendi olduğu için bütün iyiliklerimi hemen unuttu..."
Kurt ile köylü yürümeye devam etmişler ve bir köpeğe rastlamışlar. Aynı soruyu sormuşlar ve yaşlı köpek içini çekerek cevap vermiş: "Ben yıllarca sahibimin evini, tarlasını korudum, canını ve ailesinin canını korudum, sürüsünü korudum... Ama ondan gördüğüm bütün karşılık tekmeler, sopalar oldu ve sonunda kendimi sokakta buldum..."
Kurt hemen köylüye dönmüş "İşte görüyorsun" demiş. Köylü ise can havliyle "Ama üç olmadı, gel üçüncüyü de bulalım soralım, sonra da beni yersin" demiş. Kurt kabul etmiş ve yürümeye devam etmişler. Karşılarına bu kez bir tilki çıkmış, ona da hikâyeyi anlatmışlar ve aynı soruyu sormuşlar. Tilki "Cevap vereceğim ama bir şeyi merak ettim" demiş, "Bu kurt kocaman, köylünün çuvalı ise küçücük, nasıl olupta çuvala sığdığını anlamadım.."
Kurt sinirlenmiş ve daha fazla vakit kaybetmemek için "Göstereyim" dedikten sonra köylünün açtığı çuvalın içine girmiş. Köylü hemen çuvalın ağzını bağlamış, eline aldığı kalın bir sopayla vurmaya başlamış. Bir süre sonra kurdun inlemeleri duyulmaz olmuş. Köylü, kurda oynadığı oyundan pek keyiflenmiş olan tilkiye "Teşekkür ederim" demiş ve o an gözü parlamış. Tilkiye yaklaşıp elindeki sopayı kafasına indirmiş:
"Kusura bakma, çok güzel bir kürkün var, bana iyi para getirir..." Sonra çuvala dönmüş "Sen haklıydın kurt" demiş, "Elinde sopa olan ya da dişleri çok keskin olan, vefa duygusu olmadığı gibi kendine yapılan iyiliği de hemen unutuyor..."
GÜZEL SÖZLER
“İnanç görünmeyene inanmaktır. Görünmeyene inanırsanız başkalarının göremediklerini görürsünüz.” / Ahmet Şerif İzgören (Şu Hortumlu Dünyada Fil Yalnız Bir Hayvandır kitabından)
“Aya ulaşma umutları içindeki insanlar ayaklarının dibindeki çiçekleri görmez olurlar.” / Albert Scheweitzer
“Dualarınıza dikkat edin, gerçekleşebilirler.” / Ralph Waldo Emerson
Başarı istediğinizi elde etmenizdir, mutluluk ise elde ettiğinizi istemenizdir. / Ahmet Şerif İzgören