Bir hükümdar, kendi babasını düşünürken, çevresindeki insanlann babalarıyla ilişkilerini inceledi.
Bir gün yüz genç seçti, yanına çağırttı. Verdiği emir çok basitti:
"Her birinizin artık yaşlanmış ve fazla çalışamayan birer babası var. Onlara siz bakıyorsunuz. Arabalar hazırlattım. Hepiniz evlerinize gidecek, babanızı alıp getireceksiniz.
Sonra bu arabalar babalarınızı, çölün diğer yanında bir vahaya götürecek, orada kendi başlarına ne kadar yaşarlarsa yaşayacaklar.
Şimdi gidin, tam bir hafta sonra tekrar buraya gelin."
Sonra gençlerin yüzlerine baktı. Herhangi birinde bu emri garipsediğini gösterir bir ifade yoktu. Hiçbiri de bir soru sormaya cesaret edememişti.
Birkaç saat sonra yüz genç babalarını getirmiş, arabalar da çöle doğru hareket etmişti.
Gençler bir hafta sonra yine hükümdarın huzurundaydılar. Hükümdarın talimatı bu sefer oldukça farklıydı:
"Şu geniş çöllük alanı biliyorsunuz. Şimdi hepiniz oraya gideceksiniz. Bir hafta süre veriyorum. Sizden istediğim, oradaki kumu kullanarak birer ahır yapmanız. Ahırın fazla büyük olması gerekmez, bir at sığsın yeterlidir."
Gençler gittiler, baktılar. Kumdan bir at alacak ahır inşa etmek mümkün değildi. Her biri korkuyla bir şeyler yapmaya çalışıyordu. Ama kumdan duvarlar hemen yıkılıyordu.
Gençlerden biri usulca evine döndü. O, babasını göndermemiş, evinin tavan arasında saklamıştı. Babasına hükümdarın bu kez verdiği talimatı anlattı. Hiçbir şey yapamadıklarını söyledi.
Babası şöyle bir akıl verdi:
"Hükümdar mutlaka yarın ne yaptığınızı görmek için oraya gelecektir. Sen fırsat bulur bulmaz ona şöyle söyle: Sayın hükümdarımız, görüyorsunuz başaramıyoruz. Sizin çok değerli mimarlarınız var. Lütfederseniz onlardan biri bir örnek ahır yapsın biz de onu taklit ederek size yüz ahır inşa edelim..."
Babasının dediği oldu, hükümdar ertesi gün gençlerin ne yaptıklarını görmeye geldi. Babasını göndermeyen genç de babasının dediğini aynen yaptı, onun öğrettiği sözleri söyledi.
Hükümdar dinledi ve "Anladım" dedi, "sen babanı göndermemişsin. Bunun için bir ceza görmeyeceksin, çünkü umduğumu bir tek sen yaptın..."
Sonra diğer gençlere döndü:
"Sizler de hemen gidin babalarınızı geri getirin!"
GÜZEL SÖZLER
Öğrendim ki,
Kahraman dediğimiz insanlar bir şey yapılması gerektiğinde, yapılması
gerekeni şartlar ne olursa olsun yapanlardır.
Öğrendim ki,
Bazı insanlar sizi çok seviyor ama bunu nasıl göstereceğini bilemiyor.
Öğrendim ki,
İnsanların başına ne geldiği değil, o durumda ne yaptıkları önemli.
Öğrendim ki,
Olmak istediğim insan olabilmem çok vakit alıyor. / Ataol Berhamoğlu Şiiri