Saba Melikesi Belkıs günün birinde Süleyman'ın zekâsını denemeye karar verdi. Onu sınayacak ve sonunda Süleyman'ın efsaneleşmiş bilgeliğinin gerçek olup olmadığını kendi gözleriyle görebilecekti.
Sarayının bir odasını baştan aşağı yapma çiçeklerle donattırdı. Fakat gerçeklerinden ayırt edilmesi hiç de kolay olmayan bu yapay çiçeklerin arasına, kolay kolay fark edilemeyeceği bir noktaya, kendi elleriyle bir tane de gerçek çiçek yerleştirdi.
Sonra Süleyman'ı davet etti, odaya getirdi ve ona, "Bu odada tek bir tane gerçek çiçek var, onu bulmanı istiyorum" dedi.
Süleyman odada, çiçeklerin arasında dolaşmaya başladı. Kimilerini elledi, kimilerini kokladı. Ama gördü ki bu iş böyle tek tek bakmakla olacak gibi değil, çünkü odada binlerce çiçek var! O zaman durdu, biraz düşündü ve Belkıs'tan bir istekte bulundu:
"Bu oda çok sıcak oldu, pencereyi açabilir miyim?"
"Tabii" dedi Saba Melikesi Belkıs, "açabilirsin."
Süleyman'ın sıkıntıdan terlemekte olduğunu, gerçek çiçeği bulamadığı için bunaldığını düşündü, heyecanlandı, içten içe sevindi.
Süleyman önce pencereyi açtı, sonra odanın ortasında durdu, ellerini kavuşturup bekledi.
Birkaç dakika ya geçmiş ya geçmemişti ki yürüdü, gerçek çiçeği sanki kendi elleriyle koymuş gibi kolayca buldu, koyulduğu yerden aldı ve Belkıs'a uzattı.
Belkıs hayretler içinde kaldı, "Nasıl buldun onu, çabuk söyle!" dedi.
Süleyman gülümseyerek anlattı:
"Hiç de zor olmadı bu. Pencereyi açtım ve bekledim.
Az sonra bir arı geldi, odada şöyle bir uçtu ve doğruca gerçek çiçeğin üzerine kondu. Ben de çiçeği alıp size verdim..."
Bu hikâyeyi anlatanlar bazı sorular soruyorlar:
Böyle bir sınavı düşünebilecek bir kişi, yani Belkıs olmak kolay mı?
Önem verdiğin bir insanı tanımak, onun gerçek niteliklerini öğrenmek için hem akıl hem zekâ şarttır...
Böyle bir sınavı bu şekilde başaracak bir zekâya sahip olmak, Süleyman olmak kolay mı?
Hiç kimse durup dururken Süleyman olmaz, geldiği yeri hak eden herkes de Süleyman'dır...
Binlerce yapma çiçek arasında gerçeğini hemen bulabilen güdülere sahip bir arı olabilmek kolay mı?
Her varlığı, çevresini saran nesneler ve durumlar yanıltabilir. Ama güdülerini akıllarının denetimine ve yönetimine vermiş olanlar yanılmaz.
Hikâyeyi anlatanlar bu soruları soruyor ve cevaplarını tartışıyorlar.
Hikâyenin en son ve can alıcı sorusu ise gerçek çiçekle ilgili:
Bütün çevresi yapma ve ruhsuz; kokusuz, özelliksiz çiçeklerle doluyken, bunların arasında tek gerçek çiçek olarak kalmak kolay mı?
Bu sorunun cevabını, insan sadece kendi kendisine verebilir.
GÜZEL SÖZLER
“Kolayca boyun eğecek kadar zevklenme; kolayca öfkelenecek kadar sarhoş olma. Birçok işi üstlenecek kadar iyimserleşme, bezginliğin başarılarını sınırlandırmasına izin verme.” / Huanchu DAOREN
“İnsanlar, dağların zirvelerini, denizlerin dalgalarını, büyük ırmakları ve engin okyanusu görmek için seyahat ederler. Fakat bunun yanı sıra en büyük mucize olan kendi varlıklarını göremeden bu dünyadan geçerler.” / Aurelius Agustinus
“İnsanlar onlara ne söylediğinizi unutabilirler, İnsanlar onlara nasıl davrandığınızı da unutabilirler, ama insanlar onlara kendilerini nasıl hissettirdiğinizi asla unutmazlar.” / Maya Angelou
“Dilekleri gerçekleştiren şey kalplerdeki güvendir.” / Kaplan ve Ejderha Filminden