Varlıklı bir genç, bir bilgeye gitti. Ondan ders almak, hayatı öğrenmek istiyordu. Bilge önce onu dinledi sonra da sordu:
"Peki ben seni derslerime alayım, ama sen buna karşılık ne vereceksin?"
"Ne istersen" dedi genç; "Para, altın, toprak..."
"Hayır" dedi bilge, "Ben senden bir halı istiyorum. Bu halı bir seccade büyüklüğünde olacak ve keçi kılından yapılacak. Eğer benden ders almak istiyorsan git, bana bu halıyı getir..."
Genç adam kendisinden istenen şeyi bulmanın çok kolay olduğunu düşünerek halıcıya gitti.
"Olur," dedi halıcı, "Yalnız bu halıyı dokumam için keçi kılından yapılmış ip gerekli. Bana şu kadar ip getir, hemen yapayım.."
Genç doğru ipçiye gitti. İpçi de "Olur" dedi, "Ama bende keçi kılı yok, şu kadar keçi kılı getir, istediğin ipi yapayım..."
Genç hemen keçi çobanına gitti.
Çoban da "Kolay da..." dedi, "benim keçi ağılımın çitleri kırıldı, ancak bunlar tamir edildikten sonra senin istediğin kadar keçi kılını verebilirim..."
Genç adam bunun üzerine marangoza gitti.
Marangoz, dükkânında üzgün üzgün oturuyordu. Genç adam ona da derdini anlattı. "Olur ama" dedi marangoz, "Benim çalışacak moralim yok. Doğru dürüst bir çit yapamam. Ben evlenmek istiyorum ama bunu başaramadım, o yüzden çalışamıyorum..."
Genç adam artık yapacağı hiçbir şey kalmadığını düşünerek çıktı, bir su kenarına oturdu, kara düşüncelere daldı. Ardından yanına bir yaşlı adam geldi, o da üzüntülü üzüntülü oturmaya başladı.
Biraz sonra yaşlı adam derdini anlattı. Çok sevdiği kızı yemeden içmeden kesilmiş, odasına kapanmıştı. Hiç çıkmıyordu. Ne derdi olduğunu da söylemiyordu.
"Ne yapacağımı bilmiyorum" dedi yaşlı adam, "Sen akıllı bir gence benziyorsun, bu konuda bana yardımcı olur musun?"
"Tabii" dedi genç adam ve birlikte yaşlı adamın evine gittiler. "Bir konuğumuz var" diye kızına seslendi yaşlı adam; "seninle de tanışmasını istiyorum."
Bir süre sonra genç adam kızın odasına girmiş sohbete başlamıştı. Ona güvenen genç kız sonunda derdini söyledi: Marangozu içten içe seviyor ama bunu ne babasına ne marangoza söyleyebiliyordu. Bu derdinden dolayı umutsuzluğa kapılmıştı.
Genç adam hemen fırladı, gidip marangozu buldu. Marangoz yaşlı adamın kızıyla düğün tarihini belirledikten sonra çobanın ağılını onardı. Çoban keçilerinin kıllarını topladı. İpçi bu kıllardan ip yaptı. Halıcı da iplerle halıyı dokudu.
Genç adam bilgenin yanına elinde halıyla gittiğinde çok mutluydu. Halıyı verdi ve sordu: "Derslere ne zaman başlıyoruz?"
"Başladık bile" dedi bilge: "Kendi çıkarın için bir şeyler yapmaya çalıştıkça yolların tıkandı. Ama bencilliği bırakıp başkası için bir şey yaptığında bütün yollar birbiri ardına açıldı. Bu halı da sende kalsın. Eğer içinde tekrar bencillik tohumları yeşerirse buna bakar ve ilk dersi hatırlarsın..."
GÜZEL SÖZLER
“Kendini bilmek; ne hissettiğini ve, niye hissettiğini bilmektir… Bu ise cesaret ister. Çünkü dalınca derine, tanıştığımız zayıflıklarımız, bizi endişelendirir, korkutur. Bu yüzden dahilerin çoğu delidir. Deliyi deli yapan, çalışmayan savunma mekanizmasıdır. Çalışmaz çünkü savunmaya ihtiyaç duymaz, çünkü haksız olmanın endişesini duymaz. Endişesizlik besler cesareti, cesaretse bilgeliği….”
”Değişiklik bir slogandan, bir cümleden yada bir kitaptan dolayı gerçekleşmez. Bu ancak doğru insanların hayatınızda olmasıyla gerçekleşir. Her şey, bunun ardından gelir. Doğru insanları, hayatınıza sokmak.”
”Bilgi öyle önemlidir ki, her yolu denerim….Okurum, yaşarım, düşünürüm. Daha iyisi, tecrübelerini borç alırım dostlarımın, ve üzerine düşünürüm. En az hasarlı, en ucuz, en kolay yoldur, bu bulduğum. Belki de dünyanın en güzel borcudur bu. Tüm hataları tecrübe edecek vaktim olmadığı için borçlanırım. / İçten Lider (Sinan Yaman) kitabından…