Birisi pehlivanlıkta birincilik kazanmıştı. Bu ilimde 360 ağır oyun bilir ve her gün birisiyle güreş tutardı.
Birçok çırağı vardı. İçlerinden birisini gönlü sevdi, ona 359 oyunu öğretti, geriye kalan bir oyun için çırağı, "usta onu da öğretsene" dedikçe "peki peki" diyerek onu atlatırdı.
Çocuk sanatta, kuvvette son dereceyi buldu; karşısına kimse çıkamaz, zoruna kimse dayanamaz oldu.
Nihayet o dereceye geldi ki bir gün padişahın huzurunda:
"Ustam büyüğümdür, üzerimde hakkı var. Bu iki noktadan dolayı fazileti haizdir. Benden üstündür, yoksa kuvvette ondan aşağı değilim, sanatta da ona müsaviyim" dedi.
Çocuğun bu terbiyesizliği padişahın hoşuna gitmedi, "Ustan ile görüşmelisin" emrini verdi.
Geniş bir meydan tayin ettiler. Devlet erkânı, saltanat ayanı, meşhur pehlivanlar oraya toplandı.
Çocuk meydana bir sarhoş fil gibi geldi. Öyle bir dehşetle geldi ki eğer karşısındaki demir dağ olsaydı, yerinden koparırdı. Ustası anladı ki genç çırak kuvvetçe ondan üstündür; ondan saklamış, ona öğretmemiş olduğu oyun ile çırağına sarıldı. Çocuk kendisini ustasının elinden bir türlü kurtaramadı; çünkü o sarmanın defi çaresini bilmiyordu. Nihayet usta onu iki eliyle kaldırdı, başından yukarıya doğru götürdü ve yere vurdu. Orada mevcut insanlardan bir gürültüdür koptu. Padişah emretti, ustaya bir kaftan giydirdiler, bahşişler verdiler. Çocuğu ise azarladı, kınadı, "Seni yetiştiren ustana vefasızlık ettin. Onu yenmeye kalkıştın, onu da başaramadın" dedi.
Çocuk, "padişahım ustam beni zor ile, kuvvet ile yıkmadı, benden esirgemiş olduğu bir oyun ile yıktı" dedi. Ustası cevap verdi:
"Evet, o oyunu böyle bir gün için saklıyordum. Bilgeler demiştir ki, dostuna o kadar kuvvet verme ki sana düşman olacak olursa seni mağlup edemesin."
Büyüğü ile mücadeleye kalkışan küçük, öyle yere serilir ki bir daha kalkamaz...
İşitmedin mi kendi beslediği kimseden cefa gören adam ne demiştir:
Ben ona her gün ok atmayı öğretiyorum. Kolu kuvvetlenince bana ok attı. Vefa denilen şey ya esasen bu alemde yoktur, kuru bir adı vardır. Veyahut bu zamanlarda vefa eden kimse yoktur. Benden ok atmayı öğrenmiş bir kimse yoktur ki bir gün bana ok atmasın.
GÜZEL SÖZLER
“Kaybımız ve kazancımız hep küçük şeyler yüzünden olur” / Kemal URAL
“Sen düşünceden ibaretsin, geriye et ve kemiksin. Gül düşünür, gülistan olursun. Diken düşünür, dikenlik olursun.” / Mevlana
”İnsanlari iyi tanıyın! Her insanı kötü bilip kötülemeyin, her insanı da iyi bilip övmeyin.” / Mevlana
”Denizin dibinde incilerle taşlar karışık bulunurlar. Övülecek şeylerde, kusur ve yanlışların arasında bulunurlar.” / Mevlana
”Kötü söyleme, kötü düşünme, kötü teşvik ve telkinde bulunma; ancak o zaman dünyadaki kötülüklerin sana gelmesinden kurtulursun.” / Mevlana