Önceki yazımızda; işimizi geleceğe taşıyabilmek için, görsel tasarımlarımızın sadeleşmek zorunda olduğunu anlatmış ve bunu nasıl yapacağımız konusunda küçük ipuçları vermiştik. Daha detaylı cevapları ise, yeni yazımızda aktaracağımızı belirtmiştik. Şimdi tüm cevaplarla karşınızdayız! Güzellik; ilk düşünüldüğünde, kişiye göre farklılıklar gösteren, göreceli bir kavram gibi görünse de, gerçekte durum bunun tam tersidir. Orta Çağ'ın en ünlü matematikçilerinden, İtalyan kökenli Leonardo Fibonacci'nin, yaptığı araştırmalar sırasında, Hint-Arap medeniyetinde keşfettiği ve Avrupa'ya taşıdığı iddia edilen; "birbiri ardına sıralanmış sayılarda, her sayı kendinden önce gelen iki sayının toplamı olursa" şeklindeki formülüyle, güzelliğin bir matematiği olabileceğini göstermiştir. Bu dizilim, 1, 1, 2, 3, 5, 8, 13, 21, 34, 55, 89, 144, 233, 377, 610, 987, 1597, 2584, 4181, ... şeklinde sonsuza kadar gitmektedir. Her sayı, kendinden önceki sayıya bölündüğünde ise 1,618 sayısına gittikçe yaklaşan bir dizgi elde edilir. Bu sihirli rakama, Fibonacci'nin keşfinden dolayı "Fi Sayısı" denmiştir. Bu rakamların güzellikle ne ilgisi var dediğinizi duyar gibiyim. Peki, size bu rakamları ve oranları kullanarak hazırlanan tasarımların, herkes tarafından güzel görüneceğini ve beğenileceğini söylesek? Örnek vermek gerekirse; bir sandalye üreticisi, sandalye ayaklarını 55 cm, sırt dayama kısmını ise Fi Sayısına göre oranlayarak 89 cm yaparsa (Fi dizilimine göre 34 + 55 veya Fi Sayısına göre 55 x 1,618 hesabıyla bulunabilir), bu sandalye herkesin gözüne daha güzel görünecek bir orana sahip olacaktır. İşte bu güzellik formülüne ulaşmamızı sağlayan olağanüstü orantıya, "Altın Oran" denmektedir. Altın oran, matematik ve sanatta, bir bütünün parçaları arasında gözlemlenen, görsel uyum açısından en yetkin boyutları veren, geometrik ve sayısal bir orandır. Tarihte; Mısırlılar piramit inşasında, Yunanlılar heykellerinde, Rönesans dönemi sanatçıları ise tablolarında, denge ve güzelliği yakalamak için bu orandan faydalanmıştır. Leonardo Da Vinci, "Son Yemek" ve "Mona Lisa" gibi en iyi eserlerini, yine altın oran kullanarak hazırlamıştır. Günümüzde ise, grafik tasarım, endüstriyel tasarım, fotoğraf çekimi ve mimari gibi birçok alanda altın oran kullanımı yaygın olarak devam etmektedir. Üniversitelerin ilgili bölümlerinde, -tam istediğimiz anlatımda olmasa da- ders konusu niteliğinde yer almaktadır. Son olarak; tasarımında bir matematiği olduğunu, çalışmalarında altın oranı kullanan tasarımcıların/sanatçıların, geçmişte olduğu gibi bugün de geleceğe yön verebileceğini, marka/kurumlarını bu tasarımcılara emanet eden yöneticilerin, kendilerini geleceğe taşıyabileceklerini, dijitalleşirken estetiğe ve sadeliğe de önem verme gerekliliğini, güzellik kavramının göreceli olmadığını ve "bana göre güzel(!)" tanımının kısa-orta-uzun vadede marka/kuruma zarar vereceğini anlamamız gerekiyor. Doğru işler, doğru kişilerle mümkün. Kendi sektörüm adına, doğru kişilerin sayısının artması temennisiyle, bir sonraki yazımızda görüşmek üzere, hoşça kalın... Hakan GEZENAYAK Arka Plan Stratejik Planlama Ajansı www.arkaplan.com.tr